Sözcü yazarı İsmail Saymaz, iki gün önce Cerrahpaşa’daki çay ocağında öğle namazına durduğu an boynuna saplanan bıçak darbeleriyle öldürülen “Diyarbakırlı Ramazan Hoca” diye tanınan Ramazan Pişkin’in “kimi tarikat ve cemaatlerin hedef göstermesi sonucunda öldürülmüş ve yaydığı nefretin kurbanı olmuş olabileceğini” söyledi.
Saymaz, yazısında Piskin’le ilgili özetle şunları kaydetti:
“Pişkin, yedi ay öncesine kadar Diyarbakır’daki Ulu Cami’nin avlusunda, yer yer Selefiliğe yaklaşan dini yorumlarını yumuşak bir üslupla anlatıyor ve tebliğ yapıyordu. Atatürk ve Cumhuriyet hakkında kabul edilemez görüşleri de vardı. Ancak öne çıkan yönü, siyasi görüşleri değil, dini yorumlarıydı. Bu yüzden tarikat ve cemaatler tarafından ‘Sapkın’, ‘İtikadı bozuk’ ve ‘Vehhabi’ diye ve dinden çıkmakla suçlandı. Misal İsmailağa’cı Hüseyin Çevik, Pişkin hakkında ‘Ramazan bidatçıdır, Vehhabidir, sahtekardır. Bozuk adamdır’ diye video çekmişti. Belki de bu baskıdan ötürü Diyarbakır’da kalamadı. İstanbul’a taşındı.
Cerrahpaşa’da, yakınlarının yardımıyla bir çay ocağı işletmeye başladı. Adını ‘Diyarbakırlı Ramazan Hocanın Yeri’ koydu. Geçen eylülde ‘Diyarbakırlı Ramazan Hoca’ adıyla TikTok hesabı açarak, yorumlarını paylaşmaya başladı. 16 Ocak’ta, Tiktok’ta yayınladığı videoda, tarikat ve cemaatler tarafından tehdit edildiğini söylüyor.
Pişkin, kimi tarikat ve cemaatlerin hedef göstermesi sonucunda öldürülmüş ve yaydığı nefretin kurbanı olmuş olabilir mi? Evet, bu mümkündür. Dini bilgileri zayıf ve genel kültürleri yetersiz TikTok şeyhleri, Youtube mollaları, Facebook gavslarının Pişkin’i ‘Sapkın’ diye suçlamasından, ona ‘İtikadı bozuk’ demesinden, hakkında ‘Dinden çıktı’ şeklinde fetva vermesinden kimi müritler vazife çıkarmış olabilir. Çünkü bu topraklarda hiçbir insan namaz kılarken öldürülmez.”
Yazının tamamını okumak için .