AKP iktidarı, kendi yarattığı ekonomik krizin faturasını vatandaşa keserken, adeta başka iktidarların yarattığı ekonomik krizin ağır bedelini ödemek zorunda kalmış gibi davranıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise vatandaşa 2001 krizinde karşılaşmadığı bir bedel ödetirken, ekonomideki enkazı kaldıracak mucize bakan gibi gösteriliyor.
Mehmet Şimşek
FATURA VATANDAŞA
AKP, 28 Mayıs’ta seçimi kazanıp milletten 5 yıl daha yetki aldı. Son 5 yılı başkanlık sistemi olmak üzere 21 yıllık iktidarları döneminde Türkiye’nin en değerli kurumlarını özelleştirme adı altında satan, uyguladığı yanlış para politikasının bir sonucu olarak enflasyonun zirveye tırmanmasına neden olan, her fırsatta faize karşı olduğunun propagandasını yapmasına rağmen sadece 2023’te 564 milyar liralık borca karşılık Hazine’nin 519 milyar liralık faiz ödemesi yaratan AKP, şimdi Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2001 krizinde uyguladığı ekonomik önlemlerden daha ağır bir bedeli vatandaşın sırtına yıkıyor. Vergi ver harçlara yaptığı büyük zamların yanı sıra Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) artışları ile krizin tüm faturasını vatandaşa yüklemeye başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “mali disiplin” olarak ifade ettiği “acı reçete” her geçen gün ağırlaşıyor. 4 Haziran’da göreve gelmesinden bu yana Şimşek, şimdiden vergi, harç ve zamlarla vatandaşın cebinden milyarlarca lira aldı. Bu yıl sadece bütçe harcamalarını finanse etmek için yılın sonuna kadar 2.2 trilyon liralık devasa borçlanma yetkisi alan Şimşek, Kurumlar Vergisi’nin 5 puan artırılması yoluyla 119.9 milyar lira ek vergi Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) bu yıl iki kez tahsil edilecek olmasından taşıt sahiplerinin cebinden 30 milyar TL alacak.
Özgür Özel
ZENGİNLEŞTİLER
Vergi ver harçlarla vatandaşa kesilecek fatura bununla da sınırlı kalmayacak. Önümüzdeki günlerde iktidarın yeni zam ve vergilerle halkın karşısına çıkması bekleniyor. Ekonomik krizi de bir zenginleşme aracı haline çeviren Kur Korumalı Mevduat sahiplerine Mart 2022’den bu yana yaklaşık 200 milyar lira ödeyen iktidar aynı dönemde garantili projeler aracılığıyla zenginleştirdiği müteahhitlere de devlet kasasından milyarlarca dolar aktarma devam ediyor.
Özel, “Devletin tüm varlık imkan ve kurumlarını bir partiyi iktidarda tutmak için haksızca ve kanunsuzca kullandılar. Şimdi tüm bu yolsuzlukların, beceriksizliklerin ve istismarların maddi faturasını vergilerle, zamlarlarla yoksullara, emekçilere ve suçsuzlara ödetmeye kalkıyorlar” dedi.
Türk Lirası’nda büyük çöküş
Türkiye’nin başkanlık sistemine geçtiği 2018 yılından bu yana TL’de büyük çöküş yaşandı. Başkanlık sistemine geçilmeden önce Haziran 2018’de dolar 4.64 TL, Euro 5.41, çeyrek altın 312 TL seviyesindeyken, bugün dolar 26.03 liraya, Euro 28.57 liraya ve çeyrek altın ise 2.608 liraya çıktı. Bu 5 yılda TL yüzde 82 değer kaybetti, diğer bir hesapla dolar TL karşısında yüzde 460.9 oranında yükseldi. Geçen yıl ekim ayında yüzde 85.51 ile Türkiye tarihinin en yüksek enflasyonu görüldü. Gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon arasındaki bağ ise tamamen koptu. Konut ve otomobil fiyatları 2018’den bu yana dörde katlandı. Türkiye tarihinin en pahalı gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalırken, çarşı pazar adeta yangın yerine döndü. Ürünler ilk kez tane ile satılmaya başladı.
Banka borçları 9.5 trilyonu aştı
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine 9 Temmuz 2018 günü geçildi. Ülke ekonomisini uçuracağı söylenen Türk tipi başkanlık 5 yaşına girerken, bu dönem boyunca Türkiye ekonomisi her geçen gün daha da kötüleşti. Türkiye’yi bir anonim şirket gibi yöneteceğini iddia eden AKP, ülkeyi krize sürükledi. Merkezi Yönetim Borç Stoku 2018’de 1 trilyon 67 milyar TL idi, son verilere göre 4 trilyon 588 milyar lira oldu. Bankaların şirket ve vatandaşlara kullandırdığı kredi stoku 2018’de 2 trilyon 395 milyar lirayken, Haziran 2023 itibarıyla 9 trilyon 564 milyar lira oldu. Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 4 milyonu aştı.
